Cuma

İkiz kızlarımız ile Selimiye köyü'ndeyiz...

Hisarönü'nden çıktıktan sonra 6 yıl önce çocuksuz bir çiftken tatil yaptığımız Selimiye köyüne tekrar gidelim dedik. Ancak yine de tam karar vermemiştik Datça'ya mı devam edelim yoksa Selimiye'de yemek yiyip dönelim mi diye? Son dakikaya bırakılmış bu kararla kendimizi hala 2 kişilik yaşantımızdaki sırt çantalı halimiz gibi zannettik. Neyseki çok sıkıntı yaşamadık, iyi ki de çok planlı programlı olmamışız.

Selimiye'de Özcan'ın Yeri'nde (Tel: 0 252 446 4233) öğle yemeğimizi yedik. Bu aile işletmesi restorant, hem sahildeki alternatiflerine göre daha serin-ağaçlıklı bir mekan hem de ekonomik ve çok lezzetli yemekleri tam bize göreydi. Restorantı işleten Ali Bey'in 13 yaşındaki oğlu Özcan, bize enfes bir sofra kurdu, servis yaptı. Annesi ve kuzeni ise Defne ve Sanem'i bahçedeki hamakta kısa bir süre oyaladılar da o nefis yemekleri hızla yiyebildik. Selimiye'de kaldığımız iki gün boyunca da hep burada yemek yedik. Ev tipi şeklindeki sade ama lezzetli sabah kahvaltıları da tatılmaya değer.


  • Ortam: Bebek ve çocuklu aileler için çok uygun. Bahçedeki hamakta çocuklarınızı sallayabilir, kedilerle onları oyalabilir ya da yan bahçedeki kümese kısa bir tur bile attırabilirsiniz.

  • Yemek: Hem balık hem de ev yemekleri var. Çok leziz, temiz ve diğer yerlere göre ekonomik. Kalamarın yanındaki tarator sosu, patlıcan salatası, kabak çiçeği dolması, kılıç şişi enfesti. Çocuklarınız için bir gün öncesinden özel yemek siparişi de verebilirsiniz.

Öğle yemeğimiz sona erdiğinde saat 5'e geliyordu. Datça'ya gitmek geç olacağı için kalmaya karar verdik. Ancak yıllar öncesinin minik köyü Selimiye, boş oda bulmanın imkansız olduğu kalabalık bir yer haline gelmişti. Yer bulamayınca restorant sahibi Ali Bey imdadımıza yetişti. Sıcaktan yerimizden kımıldayamadığımız için motoruna atlayıp bize pansiyon ayarladı. Tek odalı yeni bir bina. Yolun hemen kenarında olmasına rağmen tereddüt etmeden yerleştik. Hemen yan komşusu Seray Pansiyon'un ağaçlıklı bahçesini kullanıyor olmamız da çok hoş oldu tabi. Kilimimizi serip oyuncakları üzerine attık ve kızlarımız püfür püfür oynadı.


İkinci akşam daha büyük bir oda arayışı ile Gülin Pansiyon'da kaldık.
  • Ortam: Merkezde, hemen deniz kenarında. Ancak iki katlı binanın çatısı olmadığı için üst katlar inanılmaz sıcak oluyor. Devamlı klima çalıştırmanız gerekiyor. Alt katlar ise yemek yenilen bölümün önünde, yani odadan dışarı çıktığınızda masalar sizi karşılıyor. Banyosu da çok eski. İşletmecisi son derece misafirperver Bursa'lı bir hanım ancak bina olarak ikiz çocuklu bir aileye uygun değil. İşleten hanım da bir ikiz anneannesi. Kızı, fırsat bulup son gün biz toparlanma aşamasındayken ikizlerimize gönülden bir sevgiyle sağolsun baktı, sevdi. Biz de valizleri rahatça toplayıp yola koyulabildik. Motelin önündeki deniz şahane...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder